Yönetim kurulu üyelerinin geleceğinde şöyle hassas değişimler olacak desek? Belki kendileri bile henüz farkında değil!

Peki kritik bir iş ortaklığı konusunda masada konuşulmamış, belki de saklanan durumları gün yüzüne çıkarsak ve kararlarınızda kullansanız gelecekten gelen bu bilgileri?

Riskli bir pozisyona yerleştireceğiniz bir adayla ilgili 18 aylık geleceğini kullanma kılavuzu gibi önünüze koysak nasıl olurdu?

Yolunda gitmeyen bir projeyle ilgili röntgene sahip olsanız ve hangi üyenin neden yeterli verim çıkaramadığı, kimin kimsenin haberi olmadan hangi hataları, hatta yolsuzlukları yaptığı, kimin performansı yüksek olsa da fire verdiği ve daha birçok fantastik parametreyi kâğıda döksek faydalı olur muydu?

Sancılı ve uzadıkça uzayan revizyon/ rotasyon sureciyle ilgili mucizevi bir zaman kazandırsak hoşunuza gider miydi?

Geleceği okuyabiliyoruz, tıpkı 2015 yılında yazdığımız 2022 yılına kadarki raporumuzun an be an kendini ispatlaması misali, şirketler ve ekipler minvalinde de çözüm sunabiliyoruz.

Gelecek Analizi yapıyoruz, çünkü:

‘Nasıl başımıza geldi, anlamadık!’ diyenler duyduk çok kez.

‘İkilemdeyiz, ama iki karar da sıkıntılı diyenler de duyduk.

İlgi alanlarımızdan olan fütürizm konusunda da bazı yetkin isimlerin önerilerine kulak verdik: ’20, 30 yıl sonrası hakkında fikir yürütmek kolay, sorumluluk vermiyor. Yapabiliyorsak birkaç yıl içinde gerçekleşecek geleceği öngörebilmeliyiz.’

Geleceği okumak sadece kahinlerin işi mi? Oysa bilimsel metotlara dayanan, güvenilir ve keskin tespitlerde bulunan gelecek okunamaz mı?
Edmund Halley (1656-1742), hakkında çok az şey bilinen kuyruklu yıldızlara odaklı bir çalışma akabinde 1705’te Synopsis Astronomia Cometicae (Kuyrukluyıldızların Astronomisinin Bir Özeti) yayınlıyor. Bu çalışmada 1758’de 1p/Halley Kuyrukluyıldızının tekrar geleceğini nasıl tespit ettiğini ispatlıyor ve tarihsel astronomi sayesinde yapılan bu tespit ilk bilimsel kehanet kabul ediliyor.

Ayrıca 1718’de yine gezegenlerin alışıldık hesaplamalarını sil baştan ele alarak radikal bir sav ortaya atıyor ve sabit sanılan yıldızların hareketliliğini keşfediyor.

Bilim tarihine baktığımızda çok sayıda ilham alabileceğimiz şey var ama sadece aynı kişinin kısa bir ömür içindeki bu iki başarısından biz de iki ilham almak istedik:

• Doğru bir metodoloji sayesinde geleceği gelmeden tespit etmek mümkün olabilir mi?
• Doğru kabul ettiğimiz ve o doğrunun üzerinden işlemler yaptığımız için hatalı şeyler yapıyor olabilir miyiz?

Gelecek Analizi işte bu mottolarla ortaya çıktı ve kuramsal fizik çalışmalarındaki güncel çalışmaları kendi faaliyetlerimize çekiyoruz. Davranış ekonomisi ve örgütsel psikoloji üzerine çalışmalarımızda Schrödinger, Heisenberg, Dirac, Feynman, Planck ve daha birçok biliminsanın bulgularını kendi metodolojimizle geliştirdiğimiz ‘Erk Çarpanı’ üzerinden şekillendirerek geleceğe yönelik keskin raporlar hazırlayabiliyoruz.