Instagram Paylaşımları

innomindsa

Krizler ve kaoslar, korona öncesi de oyun alanımızdı 🙂

Belirsizlikler daha da heyecanlı bir modele evril

Belirsizlikler daha da heyecanlı bir modele evriliyor, ama hazır mıyız diye soruyoruz.

6 Kasım'da yeniden bunu sorgulayacağız.

https://www.firsatyonetimi.com/belirsizlikte-yol-alma-egitimi/

Yarın 🙂 Reposted from @characterixtr Her gün ye

Yarın 🙂
Reposted from @characterixtr
Her gün yepyeni gündemlere maruz kalıyoruz, belirsiz süreçlerimiz daha da belirsiz haller alıyor. Şanslılar kazanıyor, bahtsızlar üzülüyor… Peki, olay sadece şans mı, yoksa şans yönetilebilir mi?

Characterix Danışmanlarına özel ve ücretsiz online etkinliğimiz 19 Ekim saat 21:00’de, kaçırmayın 😊

@thechaosbender

#onlineetkinlik #kişilikenvanteri #insankaynakları #beyazyakalı #characterix

Reposted from @thechaosbender *** 15 yıl kadar ö

Reposted from @thechaosbender
***
15 yıl kadar önce koçluğa başladığımda psikolojiyle ilgili bazı 'temel gerçekler'i sorgularken dirençle karşılaşıyordum. Zaman içinde o dirence direnmenin faydalarını gördüm.

Yıllar geçti ve şirket krizlerine yönelik koçluk yaparken yine bazı 'temel gerçekler' ve matematiksel verileri ele alış şeklimle ilgili dirençler gördüm. Ama kulaklarım tıkalıydı artık, at gözlüğümle hedeflediğim yorumlama tekniğine sıkı sıkıya sarılmıştım. O sayede %99un üzerinde zaman tasarrufu sağlayabiliyordum veya imkansız addedilen sonuçlara kulaç atabiliyordum.

En büyük direnci ise hayatı, yönetimi, operasyonu ve hatta hukuku, ekonomiyi vs okuduğu kitaplar, makaleler ve katıldığı eğitimlerde anlatılardan ibaret sayan akademik kökenli arkadaşlarda görüyordum. Oysa ekonomi dalında Nobel ödülleri bu yıl müthiş bir tokat attı. Mantıksal ve matematiksel neticelerin sahada pek de öyle olmayabileceğini gösterdi. Davranışsal durumların sanılandan farklı olduğunu ve bu farklılığın faydalarını önümüze getiren çalışmaları ödüllendirdiler.

Peki biz ne alabiliriz nasibimize?

Buradan ders çıkararak muhakeme becerilerimize, kalıpların dışında düşünebilme cesaretimize yatırım yapabiliriz. Saçmalayabiliriz her şeyin başında. 1 yılı geçti Belirsizlik Yönetimi eğitimi vermeye başlayalı. İstisnasız her seferinde duyuyorum 'bunu böyle düşünmemiştim' diye.

Oysa bir mucizeden bahsetmiyorum, sadece alışık olduğunun dışında ele alsan bazı şeyleri, hurafe sandığın bir şey dayanağın olabilir, zayıflık sandığın bir şey güç getirebilir ve güç sanıp gevşediğin bir alan aslında tehlike olabilir, yok sandığın var olabilir, var sandığın balon çıkabilir...

Bir süredir fizik çalıştığımı yakın bağlantılarım biliyor; klasik fizik ve kuantum fiziği üzerinden örgüt yönetimine yönelik geliştirdiğim formülleri bilmek zorunda değilsin, ama şunu aklında tut; nicelikleri nitelikle değerlendirmezsen işi şansa bırakıyorsun.

Ha bu arada, yine Nobel'le ödüllendirilen bu çalışmalar da yıllardır söylediğim bir şeyi fısıldıyor: şans dediğin şey yönetilebilir!

Zor zamanlarda cesur hamleler gerekir. O cesareti

Zor zamanlarda cesur hamleler gerekir. O cesareti sergilemek için ise cesur bir karar alınmalı. Peki karmaşık bir süreçte, şartlar aleyhimizeyken karara nasıl varabiliriz?
Zorlu süreçlerde istihbarat edinmek, muhakeme süzgecinden geçirmek, farkinda olunmadan itildiğimiz manipülatif durumlardan nasıl sıyrılıp da bir karara varabiliriz ve karara sadık kalan bir yönetim izleyebiliriz, eğitimlerde adım adım anlatıyorum.
Ama bugün 19 Mayıs, çok daha fazla ilham barındırıyor paylaşmak istediğim.
Cumhuriyetimiz için önemli bir eşik olan 19 Mayıs, Atatürk Günü olarak 1935'te resmiyet kazanıp da ilk kutlamada şampiyonumuz Beşiktaş'ın öncülüğünde Galatasaray ve Fenerbahçe'nin katkılarıyla spor şölenine dönüşüyor ve önce spor kongresinde bunun her yıl kutlanması karara bağlanıyor, bir süre sonra da yasalaşıyor.
Benzer hamleyi belki dönemin tarım kooperatifleri gerçekleştirseydi, 19 Mayıs'ta çiftçilerimiz odaklı bir faaliyette bulunsaydı 19 Mayıs Halk ve Kalkınma Bayramı gibi bir şey olabilirdi. Örneğimizden devam edersek, bugün çiftçilerimiz karşı çıkıp bu günün önemi bize atfedilmeliydi diye bir çıkışta bulunabilir mi?
Bundan sebeptir ki ortada bir konu varsa, onu sahiplenerek karara vardıranın dediği olur.
Kurumumuzda yönetici de olabiliriz, şirket ortağı veya proje paydaşı da olabiliriz. Pozisyonumuz ne olursa olsun ya karar alan taraftarıyız ya da alınan bir kararı uygulayan. İlla karar alıcı olmak gerekir demiyorum, hep edilgen bir roldeysek, pek de keyifli bir kariyer yaptığımızı düşünmüyorum.
Peki başkalarının aldığı kararlara riayet etme zorunluluğundan nasıl sıyrılabiliriz?
Cevap basit, süreci sahiplenerek.
Bir şirket ortağı arkadaşım var, kurucusu olduğu firmanın aldığı yatırım neticesinde hem ortağı hem yatırımcısı derken artık kalabalık bir ekip yapısı var. Şirkette imza yetkisi kendisinde olsa bile diğer ortaklar arasındaki uyumu yakalayamıyor ve artık onların aldığı kararı imzaya bağlayan bir kişi olmaktan muzdarip. Toplantılarda varlık gösteremiyor, alınan kararlara karşıtlığını yeterince nitelikli savunamıyor, ortaklar arasındaki dengeyi kaybetmiş durumda ve git gite kendisine karşı büyük cephe açıyor.
** Devamı yorumda

Eğitim vermek bir yerden sonra aynılaşır düş

Eğitim vermek bir yerden sonra aynılaşır düşüncesiyle yıllardır uzak durdum. Ama 8.77 skorlu bu eğitim yanıldığımı gösterdi 🙂 Tüm katılımcılarıma çok teşekkür ediyorum.

136 saatlik bir içerikten söz ediyorum zaman zaman, ama süper karmaşık konuları ele almaya başlamadan pişire pişire gitmek için bir giriş basamağı işte bu eğitim.

Zamanı okuma tüyoları, kritik süreçlerde nasıl yollar izlenebileceği, sahip olduğumuz ama faydalanamadığımız bilgilerimizden yararlanma yolları, iletişim tüyoları, dağınık ekiplerde senkronizasyonu kurabilmek vs...

Haziranda paylaşacağım seviyede ise sisler altında istihbarat edinimi, muhakeme becerisinin gelişimi, karar verebilmek ve verilmiş karara sadık kalabilmek vs...

Belirsizlikler gerçekten belirsiz mi? Acaba farkl

Belirsizlikler gerçekten belirsiz mi? Acaba farklı bakış açılarıyla sisli ortamları netleştirmek, ona göre hareket etmek mümkün mü?
Yıllardır zorlu süreçlerin yönetimi üzerine çalışarak edindiğimiz deneyimler birçok metodoloji ve formül geliştirmemizi sağladı.
Bu birikimi 130 saatin üzerinde bir eğitim içeriğine dönüştürdük. Ve seviye seviye paylaşmaya çalışıyoruz. Yoğun programımıza giriş seviyesini paylaştığımız 4 saatlik bu webinarımızı Mayıs Ayında 2 şekilde paylaşalım istedik. Dileyenler bir günde edinebilir, (9 Mayıs) dileyenler 2 akşam oturumunda (19-20 Mayıs).
Haziran Ayı’nda ise +12 saatlik yetkinlik eğitimi ile yola devam edeceğiz.
Ayrıca 2 Mayıs’ta ilkini gerçekleştirdiğimiz ve her ay yapmayı planladığımız Belirsizlik Buluşmaları’nda ise eğitim sonrası işimiz ve hayatımızdaki deneyimleri tartışıyoruz, takıldığımız yerleri katılımcılar farklı bakış açılarıyla ele alıyorlar.
Kayıt için linkteki formu doldurmanız gerekli. Sorularınız varsa da kriz@firsatyonetimi.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

https://www.firsatyonetimi.com/belirsizlikte-yol-alma-egitimi/

İster kas gücü ister akıl gücüyle olsun, eme

İster kas gücü ister akıl gücüyle olsun, emekçi arkadaşların önemine her yıl kuru laflar temenniler vs duyarız.
Oysa gerçekten değer veriliyor mu?
Mesela çalışan haklarıyla ilgili konuşan bazı kişilerin şirketlerinde sendikalaşmayı engellediğini öğrendiğimde canım acımıştı.
Sana bir sır vereyim mi? Çalıştığımız firmalarda insan kaynakları departmanı hiyerarşide nerede konumlanıyor, dikkat ediyoruz. Eğer idari direktörlük çatısındaysa bütçe teklifi bile vermiyoruz.
Çünkü dünün özlük işleri bugünün ik'sı olmuş, haliyle o şirkette farkında ya da olmadan insanını bir maliyet olarak değerlendiren kültür söz konusu bizim için.
Ancak emekçilerine gerçekten değer veren şirketler de var. Ve biz özenle geliştirdiğimiz hizmetlerimizi müşteri seçim hakkı kullanarak buna niyetli firmalarda sunmaya kararlıyız.
Düne kadar işveren markası şampiyonu olanların bugün %25lere varan turn-overlara (çalışan döngüsü) ulaştığını, daha basit ifadeyle her 4 çalışanından birini başkasına kaptırdığını, haliyle de iş gücü piyasasında kaybettiğini biliyor muydun? Pandemi sebebiyle değişen koşullar bunun tek sebebi değil!
Ve son bir sır: Risklerin en güzel bertaraf yolunun yönetim değil iç önlemler olduğunu biliyor muydun?
.

#1mayıs #emekvedayanışmagünü #innomind #innomindsa #krizyönetimi #krizyonetimi #krizkoçu #ekipyönetimi #strateji #kaosyonetimi #yönetim #yonetim #belirsizlikyonetimi #belirsizlik #işletmeyonetimi #projeyönetimi #mustafaeminpalaz

Zor zamanlarda bir karara varabilmek beceridir. Am

Zor zamanlarda bir karara varabilmek beceridir. Ama esas beceri zaman içinde o kararı unutmamak, sadık kalabilmek, içinde bulunulan yeni durumlara adapte edebilmek, mümkünse yeni durumları karara uyacak şekilde yön verebilmek…
Bu noktada adaptasyonun önemini biliyoruz diye tahmin ediyorum, peki ama nasıl yapacağız adaptasyonu?
Krizlerde veya belirsizliklerde en güçlü olanın değil en iyi adapte olanın ayakta kalabildiğini biliyoruz, ama nasıl yapacağız?
İlacı nedende aramalıyız!
Neden o karara varmıştık, nasıl bir sürecin meyvesi o karara ulaştırmıştı, ne gibi şartlar altındaydık?
Maalesef bir çok işletmede veya örgütte alınan kararlar bir süre sonra kutsal ayet gibi savunuluyor ancak neden alındığı akıllardan siliniyor. Haliyle de yeni süreçlerle karşılaştığımızda maalesef eski dinamiklere göre faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Bugün 23 Nisan, peki bugünün neden bir bayram olması gerektiğinin bilincinde miyiz hala?
Tarih derslerimizi hatırlayınca Ulusal Egemenlik yolunda önemli bir adım olan meclisimizin kurulması sebebini hatırlıyoruz, ama o adımın nedeni neydi? Çok partili sistem ile medeniyetimizi yüceltebileceğimiz için kuruldu ancak yine tarih derslerinden hatırlıyorsak bu kararın uygulamasında başta sıkıntılar çıktı ve tek partili sürece kısa bir dönüş yapıldı (Alınmış kararla ilgili ekosistemi beslemek için kısa bir süreliğine ek karar). Sonra uygun ortam oluşturulduğuna kanaat geliştirildi ve alınmış esas karar tekrar yürürlüğe girdi.
(Devamı yorumlarda)

Yeni gelismelerle daha da guclendirilen bir icerik

Yeni gelismelerle daha da guclendirilen bir icerik bizi bekliyor 🙂
Haziranda ileri versiyonunu ele alacağız 🙂

#strateji #krizyonetimi #belirsizlikyonetimi #ekipyönetimi #kpi #innomind #projeyönetimi

İş yaptığımız koşullar değiştiğinde mode

İş yaptığımız koşullar değiştiğinde modelleri de değiştiriyor muyuz?

Bunu sorduğumda genelde cevap ‘evet’ şeklinde.

Pandemi koşullarında 13 ayı geride bıraktık ve bu süreçte kim neyi nasıl değiştirmiş diye incelediğimizde durum pek öyle değil!

Aracımızda yüksek performans sağlayan lastikler var diyelim. Aynı lastiklerden otobanda, yüksek hızda, bayır yolunda, güzel havalarda, çamur içinde, yoğun kar altında aynı performansı alabilir miyiz? Tabi ki hayır, hatta bazılarında yolda kalmamız bile doğal.

Aracımız için bunu bilir, dikkat ederiz. Peki şirketimiz için neden aynı özeni göstermeyelim?

7 ay önce sektöründe iyi bir firmanın yönetimiyle sohbet ediyorduk. Eskiden işler güzel, pandemide bir nebze sekteye uğramış, ama hala yolunda. Bizim için ne yapabilirsin dediklerinde elimde çok şey vardı, birkaç şey paylaştım. ‘belirsizlikler hafifleyince hemen gündemimize alalım’ dendi, şaka gibi. Ve şimdi yurtdışına kaçan çalışanları, teslim edilemeyen projeleri... artık risk değil, bizzat kriz içinde. Peki kaybolan kaynaklar, gerçekleşen israf önlenemez miydi?

#strateji #krizyonetimi #belirsizlikyonetimi #kpi #proje #innomind #mustafaeminpalaz

BELİRSİZLİK YÖNETİMİ EĞİTİMİ

BELİRSİZLİK YÖNETİMİ EĞİTİMİ

✔️ İş Sürekliliği,
✔️ Muhakeme ve Karar,
✔️ İstikrarlı Yönetim,
✔️ Fırsat Yaratmak
konularında; 24-25 Mart 20.00-22.00 saatleri arasında yapılacak eğitimlerimize kayıt ve bilgi için; kriz@firsatyonetimi.com
.

#kriz #krizyönetimi #yönetim #istikrarlıyönetim #şirketyönetimi #projeyönetimi #innomind #eğitim #mustafaeminpalaz #işletmeyönetimi #krizkoçluğu #krizkoçu #strateji #kaos #kaosyönetimi #belirsizlik #innomindsa #stratejiajansı

Aziz Valentin’e atfedilen bugünün hikayesini g

Aziz Valentin’e atfedilen bugünün hikayesini geçen yıllardaki paylaşımlarımda görebilirsin veya internette araştırabilirsin.
Ama 2021’de şirketlerin arkasındaki aşk hikayelerine bakalım istedim. Ofis içi aşklara değinmeyeceğim tabi!
8 yıllık strateji ajansı geçmişimizde defalarca gördüm ki mutluluk konusunda eş ile iş arasında ya tam doğrusal ya da tam ters bir orantı var. Yani işinde çok mutsuz olup eşinde biraz mutlu pek görmedim, eşinde çok mutsuz olup işinde biraz mutlu da görmedim, hele eşinden mutsuz olup başarılı olan hiç görmedim.

Bir işletme hatırlıyorum, pazardaki segmentlerinde %90 hakimiyetleri var! Muhteşem donanımlı, tuttuğunu koparan bir kadro, Ancak tükenmişlik yaşıyorlardı! Çünkü evden kaçmak isteyen bir patron ve liderlik ederken oradan buraya sürüklediği bir ekip.
Çelişkili geldiyse bir daha bak. Mutsuz başarılar ya da mutlu başarısızlıklar gerçekten istediğimiz şey mi?
Denge için Sokrates’e atfedilen bir öğütten yararlanalım: ‘Eş seçimi hayattaki en önemli karardır, ya mutlu olursun ya da filozof’

Eş ve iş dengesi konusunda sayfalarca yazabilir, günlerce konuşabilirim ama buraya ne kadarını dökebilirim emin değilim.
Ne zaman dengeli, besleyici bir ilişkim olursa kariyerimde sıçradığım bir özet olabilir belki. Şimdi de böyle bir ilişkideyim ve her gün yeni mucizeler kapımı çalıyor.
Cinsiyetçi bir yaklaşımla birkaç detay vereyim mi? Eril varlık genelde işgücüne meyilli olduğu için görünürde o vardır ve başarı kupası da sahneye konduğunda genelde o kaldırır. Ancak erilin o iş gücünü sergileyebilmesi için arkasını toplaması, hatalarını aşması, kabuslarını atlatması, yorulduğunda omuz alması vs için dişiline ihtiyacı vardır.

Devamı yorumlarda..

Daha Fazlası? Instagramda Takip Et