İçeriğe geç

Dava Tehdidini Ciroya Çevirmenin Detayları

Burada özetini okuduğunuz kriz çözümünün detaylı anlatımıdır. Hem konulara bakış tarzını hem de kendi krizlerinize nasıl bakabileceğiniz üzerine yardımcı olması için izin verilebildiği ölçüde detaylı paylaştım.

Hizmet endüstrisinden bir KOBİ, öngörülemeyen bir tazminat davası ile karşılaşmak üzere. Eski bir personelleri, evliliğiyle hak kazandığı tazminatı kendisine parça parça yatırılıyor olmasına rağmen konuyu yargıya çekmekle tehdit ediyor. Firma sahibi ise bizzat yetiştirdiği birisinden böyle bir tehdit almayı, haklı olunsa bile uygunsuz  ve ayıp görüyor.

Buraya kadar bile fark edilmiştir ki firma sahibi aşırı duygusal ve fazlasıyla anaç. Zaten esas sıkıntısı tazminat davası tehdidi değil; kendi kızı, kardeşi gibi gördüğü birisinden tehdit almak.

Hukuki perspektiften olası dava sonucunun aleyhimize olduğu kesin gördük. Çünkü hukuken, usulen ve ahlaken hak kazanılmış durumda. Ama müşteri talebi de zaten tazminattan kurtulmak değil davadan caydırmak ve mümkünse duygusal sıkıntıdan kurtulmanın yolunu bulmak.

Toplantı ilerledikçe detaylar şekillendi ve karmaşık bazı durumlar belirginleşti.

Firma sahibinin kocası, ki kendisi de firma yönetiminde etkin rol oynuyor; karşı tarafın kocası ile çok yakın arkadaş.

Karşı taraf, Ayşe diyelim ismine, kocasıyla birlikteliğe başladıktan bir süre sonra müşterimin Suzan diyelim, Suzan’ın firmasında çalışmak ve iş öğrenmek düşüncesiyle yurtdışından taşınıyor. Zaman içerisinde hem kendini geliştiriyor hem de ilişkisini derinleştiriyor ve evleniyorlar. Bu sebeple evlilik tazminatı hakkı kazanıyor. Kısa süre sonra işleri daha da güzelleşiyor ve bu firmadan ayrılıp kendi firmasını kurmak istiyor. Buraya kadar her şey normal, Suzan da eski personeli, yeni rakibi olacak Ayşe’ye destek olacağını belirtiyor, ki zaten Ayşe işinde gayet iyi biri.

Ama kısa sürede Suzan’ın işleri çok kötüleşiyor; değil destek olmak, kendi işlerini çok zor döndürüyor. Kilit 2 müşterisi bir anda iş kesiyor, diğerleri sipariş azaltıyorlar, düşen üretim de finansını çok sarsıyor. Bu sarsıntı sadece sebebiyle çok acil ve önemli ödemelerini ödeyebiliyor ve evlilik tazminatı gibi bir kalemi listede gerilere atıyor. İşleri toparlama çabasıyla müşteri edinmek için çok daha fazla çalışıyor ve bu yüzden angaryalara boğuluyor. Bunların eşliğinde tazminat olarak küçük parçalar halinde bir miktar ödeme geçiyor, ancak karşı tatmin olmuyor ki dava konusu gündeme geliyor.

Yaptığımız çalışma ve müşterimin avukatıyla bazı kilit konuları danışma neticesinde varılan ilk nokta, bu tazminatın öyle ya da böyle ödenecek olması. Ancak Suzan ve yönetimi zaten dava sonucundan bağımsız olarak etik gereği hak edilen bu borcu ödemek istediğini, sadece an itibariyle nakit akışının çok kötü olduğunu dile getiriyor.

Eğer dava açılırsa kaybedileceği kesinken, üstelik zaten borçtan kaçınılmıyorsa, dava açılması lehimize bir durum bile olabilir. Çünkü yargı sistemindeki ve özellikle İş Hukuku’nda alışılagelen uygulamalar gösteriyor ki dava açılması, kaçınılmayan borç için hukuken de kesinleşmesi için 24 ila 36 ay kadar vade kazandırmış olacak, dava masrafları ise vade farkı gibi biri rol üstelenecek.

Şirket avukatıyla da bazı şeyleri konuştuktan sonra bu konuda notlarımızı bir kenara aldık.

Dava açılmaması için yol bulma talebi kendiliğinden gereksiz kaldı şu an için, ancak duygusal sıkıntıyı tatmin talebini henüz cevaplayamadık.

Acaba kötüye giden işleri toparlayarak bu konuda bir pansuman yapabilir miyiz diye düşündük ve toplantıyı bu kez işlerin neden bıçak gibi kesildiği sorusu üzerine yoğunlaştırdık.

Bazı şeyler anlatılırken Ayşe’nin şirketten ayrılması ve kendi şirketini kurmasıyla çok yakın tarihlerden bahsedildiğini düşündüm. Yaptığımız bazı çapraz sorgulamalar ile kısa sürede ispat olundu ki Ayşe müşterimden ayrılırken müşteri kaçırmış.

Etiksiz bu durumun hukuki hükmüne bakmak için iş akdi sorgulandığında ise müşterilerle çalışmamak üzerine sözleşme maddesi olduğu ve ihlal edildiğini gördük. Ancak dava açmamaya karar verdik. Öncelikli amacımız dava tehdidini ortadan kaldırmak ve yarattığı duygusal sıkıntıları çözmekti. Karşı dava açmak gibi bir amacımız yok, halihazırda yoğun olan ajandayı daha da yoğunlaştırmak arzulanmıyor ve özellikle Ayşe ile muhatap olmak kesinlikle istenmiyor.

Yine de toplantıyı sürdürürken bu yeni durumun oluruna bırakılmaması konusunda Suzan’ı ikna ettim. Ayşe’nin kaçırdığı müşterileri iade etmesini düşündük. Mantıksız ve olasılıksız görülen bu durumun aslında istediğimiz bir şey olduğunu ortaya çıkardık.

Aynı şekilde bu kaçırma olayı neticesinde kazanılamayan bir gelir söz konusu ve geçmiş işlerden kıyaslama yaparak bu gelir miktarını kabaca tespit ettik. Ayşe’nin bunun üzerinden müşterime ödeme yapması gerektiği konusunda karar aldık.

Bu sorgularda Suzan ile hipnotik toplantı yönetimi metodumu kullandım ve mantık sınırlarının ötesine geçerek toplantıyı yürüttük, çünkü klasik bakış açılarıyla varılamayacak bir kaç şeyi talep ediyorduk!

Alınan notlar ve varılan kararlar neticesinde haklar ve samimiyet odağında bir toplantı gündemi organize ettik ve avukatların da katılabileceği ama avukatsız geçen bir toplantı sağladık. Bu toplantı için en önemli konu karşılıklı haklardı ve ortam için en uygun güç samimiyetti, ki sıkıntılar da aslında bu duygudan geliyordu. Samimiyeti güven ve güç ile birleştirmek için psikolojik bir örgü hazırladık ve Suzan’ın kocası ile Ayşe’yi buluşturduk, yani masada Ayşe ve kocasının en yakın arkadaşı; Ayşe’nin vaktiyle ‘abi’ bildiği kişi karşılıklı oturdular ve hazırlıklarımıza göre gündemimizi işlediler.

Konuşulan maddeleri ve sebeplerini kabaca listeleyebiliriz:

  • Dava açılsa da açılmasa da bu borcun ödeneceğinin Ayşe tarafından da bilindiği, yine de dava açma hevesi varsa hemen açılması. Bu vesileyle beklentisi olan davadan vazgeçirme çabasından farklı bir hamle yapıldı ve bu da aklındaki planları sarstı. Ayrıca burada Ayşe ve kocasının etik anlayışı ve ahlakına sağlanan vurgu ile Ayşe’nin gereksiz ve uygunsuz bir hamlede bulunduğu duygusunun doğmasını sağladık. Ama odağımız dava açsa da açmasa da düşünüldüğü kadar önemli olmayan bir madde olduğunu göstermekti ve açarsa da dava sonuçlanana kadar ödeme alamayacağını düşündürmekti.
  • Kaçırılan müşteriler sebebiyle iş akdinin ihlal edildiği gündeme getirildi, ama dava açılmayacağı birkaç kez belirtildi. Bu sayede az önce sağlanan uygunsuz hamleye karşılık sahip olunan bir gücün kullanılmadığı gösterisi yapıldı ve onun da mevcut dava hakkından vazgeçmeye motive olması sağlandı. Vade kazandıracak olmasına rağmen neden dava sürecine girmek istemediğimizi aşağıda okuyacaksınız.
  • Kaçırılan müşterilerle direkt iletişime geçildi ve onlara siparişlerin kesilmesi süreciyle Ayşe’nin iş akdi ihlali konusundan dava açılması ve bu durumda onların da müdahillik olasılığı konuşuldu. Bu vesileyle yurtdışı merkezli iki kilit müşteriyle konuşulan etiksiz durum, ikisinin de herhangi bir davaya herhangi şekilde müdahil olmak istememesi sebebiyle ‘sus payı’ gibi bir şekilde kat kat fazla sipariş sağlandı. Bu yoğun hareketlilik de müşterimin finansını canlandırdı.
  • Canlanan finans gücü sayesinde kazanılmış tazminat hakkı Ayşe’ye 2 taksit şeklinde ödeniyor.
  • Ayşe’nin sebep olduğu gelir kaybı üzerinden müşterime komisyon talep etmeye karar kılındı, ardından bundan vazgeçildi. Çünkü duygusal olarak tatmin olmuşlardı ve finansal olarak da tatmin olmaya başladılar. Zaten Ayşe’deki kilit müşterileri tekrar kendilerindeydi, artık görüşülmese bile eski aile dostlarının hepten zora düşmesini, eksiyi görmesini istemediler ve peşinde durmadılar.

Tabi fark edildiyse eğer bu süreçleri alışılageldik yöntemlerle değil, duygusal dinamiklerle çözüme ulaştırdık. Çünkü karşı tarafın avukatının güçsüz olduğunu fark ettik. Çünkü kilit konuları müşterimin avukatıyla tartışırken bazı hatalı hamleler yaptığı, zaten yetersiz bir sözleşme ve danışmanlık hizmeti verdiğini fark ettik. Karşı tarafın avukatının bu cephedeki yetersizlikleri dilediğince kullanmamasından ve hatta gündeme dahi getirememiş olmasından da beceriksizliği göremeyen beceriksizlik sonucunu yakaladık ve birkaç deneme ile bundan emin olduk, bu sayede Ayşe’nin avukatının güçsüz olduğunu ve hangi konularda güçsüz kaldığını fark ettik. Peki karşı avukatın beceriksizliği ile duygusallık arasındaki bağ nedir?

İşin aslı az önce düşünüldüğü gibi değil, dava açılırsa konunun SGK primlerine de sıçrama olasılığı yüksek ve bir Türkiye gerçeği olarak asgari ücretten yatırılan SGK primleri müşterimin başına iş açacak. Bunun olmaması içinse Ayşe’nin pasif veya yetersiz bir avukatının olması avantaj getirir. Ayşe’nin mevcut avukatına en ufak söz etmedik ve hatta yerinde bir avukat olduğunu hissetmesini sağladık. ‘Abi ve hayta kız kardeş’ edasında geçen toplantı bu konuda güzel bir psikolojik fanus oluşturdu.

Ayşe’den dava açılmamasını sağlamanın haricinde biz de dava açmamaya karar verdik çünkü dava açılması Suzan açısından muğlak bir süreç doğuracaktı. Ayşe’nin çalışırken imzaladığı iş akdinde, şirketin mevcut müşterileriyle direkt çalışamayacağına dair bir kısıtlayıcı madde vardı, ama yaptırımı yoktu. Hakim takdirine kalacak bir durumdu. Aleyhte ya da yetersiz lehte sonuçlanma riski olan bir süreci kendi avantajımıza duygusal bir dinamik olarak değerlendirdik ve kullanılmayan bir koz olarak güç gösterisi yaptık.

Ve kaçırılan müşterileri bize iade etmesini beklemek yerine bizzat müşterilerle iletişime geçtik. Karakter olarak oturmamış bir kişilik, sebeplendirilemeyen öfke ve hiddetli bir tutumla dava açma arifesindeyken şaşırmış ve sarsılmış şekilde bambaşka bir gündemin içine düşmüş birinden, kendi aleyhine olacak bir adım atmasını beklemek yerine proaktif bir adım attık. Ayrıca müşterimin müşterileri soğukkanlı kültürlerin insanları tarafından yönetiliyor, kültürel dinamiklere uyacak şekilde tasarlanmış makul bir izahat sayesinde çok daha hızlı yol alınabildi.

Özetle 5 haneli bir evlilik tazminatı sıkıntısından imtina etmeye yönelik toplantı, 6-7 haneli kazanç edinme ve duygusal tatminler ile sonuçlandı.

Klasik bir firma yöneticisi ve klasik hukuk uygulamalarıyla dava ve karşı davalar eşliğinde ortalama 30 ay sürecek bir süreç, 3 saatlik çalışmamız ve birkaç telefon görüşmesiyle bambaşka bir fırsat kapısı yarattı.

Siz de kendi çıkmazlarınızda bir adım geriden, mantık sınırlarının dışına çıkarak çözümünüzü arayabilirsiniz.

Ya da bizzat krizler ve stratejiler üzerine uzman innomind ile çalışabilirsiniz.

Bir cevap yazın